2 Aralık 2015 Çarşamba

Siz hala koşmuyor musunuz?

37 yıldır iki kıta arasındaki en önemli etkinlik olan geleneksel İstanbul Maraton'unu sorunsuz atlatmanın gururuyla yazıyorum bu satırları:) İlk maraton deneyimim ve ilk kez kapalı olan yollara bakmadan geçirdiğim en değerli hafta sonum.Önemi büyük!

Ve işte yürüyoruz...

Sabahın erken saatlerinde Altunizade'ye geldik. Kalabalığa katılıp katılmama konusunda biraz kararsız kaldıktan sonra Altunizade'de bıraktığımız bedenlerimizi köprü girişinde bulduk.Kalabalığa güvenmek zorundasınız burada:) Şaşırtıcı derecede bir düzenle köprüye kadar kimse kimseyi ezmeden geldik. Çok çeşit insan görmek mümkün burada. Ama sıklıkla karşılaşılan görüntü, buldukları yüksek yerlere çıkarak fotoğraf çektiren insanlar...

 Her gün işe gidip eve gelmek için kullandığım Boğaziçi Köprüsü'nden bu kez keyif için geçiyor olmak tarifsiz bir mutluluk:) Sadece geçip gitmekle olmaz dediler, köprü üzerinde kahvaltı şartmış. Öyle şey mi olur demeyin, oluyormuş gerçekten. Bakın...


Yol boyunca kucağımızda taşıdığımız Bobo'da köprüyü yürüyerek, trafiksiz ve stressiz geçmiş olmanın mutluluğunu böyle kutladı... 



Ama biz bu fotoğrafları çekerken neler mi oldu? 


İşte cevabı:)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder